Hapşırmak, vücudumuzun doğal bir tepkimesidir ve çoğu kişi hapşırırken gözlerini kapatır. Ancak sıkça yanlış bir inanış olarak karşımıza çıkan bir soru var: Gözler açıkken hapşırmak mümkün mü? Bu soru, hem merak uyandırmakta hem de gündelik hayatımızda sıkça karşılaştığımız bir durumun gizemini yansıtmaktadır. Uzmanlar, bu durumun arkasındaki bilimsel gerçekleri ve fiziksel etkenleri ele alarak, merak edilen sorulara yanıt vermektedir. İşte gözlerimizi kapamadan hapşırmanın ardındaki mekanizma ve uzmanların bu konudaki görüşleri.
Hapşırma, vücudumuzun solunum yolu enfeksiyonlarına, alerjenlere ya da tahriş edici maddelere karşı savunma mekanizmasıdır. Bu süreç, beyin sapında bulunan hapşırma merkezinden kaynaklanır. Hapşırma sırasında, burnumuzdaki sinir uçları, tahriş edici maddeler nedeniyle uyarılarak beyne sinyal gönderir. Beyin, bu sinyali alıp vücuda müdahale ederek hapşırma refleksini başlatır. Bu refleks sırasında ağızdan havanın hızla dışarı atılması sağlanır. Normalde insanlar hapşırdığında gözlerini kapatır çünkü bu refleksin bir parçası olarak gözlerdeki stres oranı düşer. Ancak bazı bireyler gözlerini açarak da hapşırabilir. Bunun nedeni, beyin ve göz kaslarının koordinasyonuyla ilgilidir.
Uzmanlar, gözlerimiz açıkken hapşırmanın mümkün olduğunu, ancak bunun bazı bireylerde daha yaygın olduğunu dile getiriyor. Klinik psikolog Dr. Ayşe Karaca, "Hapşırırken gözlerin kapanması aslında refleksif bir tepkidir. Ancak bu durum bazı insanlar için farklılık gösterebilir. Kimi bireyler, beynin motor kontrol bölümünün hapşırma sürecinde gözleri kapamadan da süreci gerçekleştirebilir." diyor. Ayrıca Dr. Karaca, gözlerin açılmasının, hapşırmanın neden olduğu baskı ile ilgili olduğunu belirtiyor. Göz kapaklarının kapanışı, hapşırmanın oluşturduğu hızlı hava akımıyla birlikte, gözleri koruma amaçlı bir mekanizma olarak işlev görüyor.
Bir diğer uzman, göz doktoru Dr. Mehmet Yıldırım ise, "Hapşırma sırasında gözlerin kapatılması, genel olarak gözlerimizi dış etkenlerden korumak içindir. Ancak bazı insanlarda bu refleks gelişmemiş olabilir. Riski göz önünde bulundurduğumuzda, açık gözle hapşırılan durumlarda göz kuruması ve tahrişi yaşanabilir." ifadelerini kullanıyor. Bu nedenle, gözlerimizi kapamadan hapşırmanın bazı olumsuz etkileri de olabileceği unutulmamalıdır. Özellikle alerjisi olanlar ya da astım hastaları için bu durum, hava yollarında tahrişe neden olabileceğinden daha büyük riskler doğurabilir.
Son olarak, hem Dr. Karaca hem de Dr. Yıldırım, hapşırma esnasında gözlerin kapatılması gerektiğinin altını çiziyor. Özellikle hayati tehlike arz eden durumlarda, göz sağlığı açısından gözleri kapamak en doğru yaklaşım olacaktır. Bu durumda, hapşırmanın yarattığı anlık rahatlık hissi için göz kapaklarımızı kullanmalıyız. Unutulmaması gereken bir diğer önemli nokta ise, hapşırmaktan kaçınmanın yanı sıra, iyi bir hijyen alışkanlığı geliştirmek ve sık sık ellerimizi yıkamak gerektiğidir.
Özetle, gözler açıkken hapşırmak mümkün olsa da, sağlık ve hijyen açısından gözleri kapatmak her zaman daha sağlıklı bir tercih olacaktır. Hapşırma refleksinin doğası ve bireysel farklılıklar, göz sağlığını korumamız açısından kritik öneme sahiptir. Gelişen bilimsel araştırmalarla, hapşırmanın arka planında yatan mekanizmaları daha iyi anlama imkanı buluyoruz ve bu sorunun yanıtlarına daha bilimsel bir yaklaşım getiriyoruz. Doğru bilgilerle, sağlık açısından hem kişisel hem de kamusal hijyenimizi artırmak mümkün olacaktır.